21 Mayıs 2013 Salı

Boğa Güreşleri ve San İsidro Festivali

Festivalin afişini çok beğendim,
tam bir Madrid özeti
İspanya'da bir festivali daha geride bıraktık. Daha önce Valensiya'da Las Fallas'a, Sevilla, Malaga ve Granada'da Semana Santa'ya katılmıştım, bu sefer festivali evimizde, Madrid'te yaşadık; San İsidro Festivali yani boğa güreşleri festivali de diyebiliriz. San İsidro; gündelikçilerin ve köylülerin Madridli azizi kabul ediliyor. Bu yüzden 10-19 Mayıs tarihleri arası boyunca sokaklarda, daha çok belli bir yaşın üstündeki "madrileño" ve "madrileña" ların, yöresel giysilerini giymiş olarak dolaştığını görebilirsiniz. Festival boyunca Madrid'te bir çok sosyal etkinliğe katılabilme şansımız oldu. Yine de gelecek yıllarda Madrid'e gelmeyi, festivale katılmayı düşünenler için Madrid 'te ne oluyor, ne bitiyor diye bu internet sitesini vermekte fayda var.

 San İsidro, her ne kadar günlük hayata ve halka odaklı bir festival de olsa, aynı zamanda boğa güreşlerinin başladığının da habercisi oluyor. Festival boyunca her gün, akşam üzeri saat yedide Las Ventas'da boğa güreşi izlenebiliyor. Ülkenin her yerinden onlarca matador festival için Madrid'e geliyor. Bilet fiyatları günlere göre değişse de, arenanın en üstünden alacağınız bir bilet ortalama 4 euroya denk geliyor. Bileti daha önceden satın alabileceğiniz gibi, dövüşlerden bir saat önce arenaya gidip de alabilirsiniz. Ben öyle yaptım. Pazartesi gününü daha sakin olur diye tercih ettim, ama sanırım en iyi matadorların olduğu güne denk geldim ve hınca hınç dolmuş arenada, inanılmaz sıcak bir havada altı tane boğanın öldürülüşünü izledim. Evet, bir günde tam altı tane boğa öldürülüyor. Beş euro için, altı boğa, tam bir vahşet ama İspanyolların pek böyle düşündüğünü zannetmiyorum.
Boğa güreşinin işleyişinden biraz bahsetmek gerekirse, ilk önce bir boğa arenaya salınıyor, bir İspanyol arkadaşımın dediğine göre; bu boğalar dövüşe çıkana kadar krallar gibi bakılıp iyice olgunlaştıktan sonra arenaya çıkarılıyormuş ve arena için seçilmeseymiş zaten çoktan öldürülüp, et yapılırmış bu yüzden arenaya çıkmak bir boğanın yaşayabileceği en büyük gururmuş. Boğanın pek bu gururun farkında olduğunu sanmıyorum ama İspanyolların boğalara saygı duyduğu bir gerçek. Arenaya boğa çıktıktan sonra, ilk önce dört tane yardımcı matador boğanın karşısına çıkıyor, pembe pelerinlerini sallayarak, boğayı sinirlendirmeye çalışıyorlar. Boğa onlara doğru koştuğunda ise hemen kenarlara koşup saklanıyorlar. Daha sonra arenaya iki tane atlı ve mızraklı adam geliyor. Burada en üzüldüğüm atlar oldu, boğanın darbelerine maruz kalıyorlar ve yerlerinden bile kıpırdamıyorlar, ayrıca atların gözleri bağlı. Tabii atların vücutlarında koruyucu giysiler var ve büyük ihtimalle yaralanmıyorlar. Atın üzerindeki adam mızrağını boğaya bir iki kez saplıyor. Bu sırada insanlar boğanın atı devirmesi için çığlıklar atıyorlar. Atlar gittikten sonra üç matador ayrı ayrı gelip, koşarak boğanın sırtına uzun uçlarına renkli ipler bağlanmış iğneler saplıyorlar.
İyice sinirlenmiş ve kanayan boğanın karşısına en son asıl matador çıkıyor. Bir elinde kırmızı pelerini, bir elinde kılıcıyla şovlar düzenliyor, en sonunda ise boğanın tam boynuna kılıcı tek bir darbede sokarak boğayı öldürüyor. Yere yığılan boğayı üç tane katır gelip, arenada sürükleyerek çekip götürüyor. Bu sırada herkes ayağa kalkıyor ve sessizlik içinde boğaya saygı gösteriyorlar. Bütün bunlar sadece yirmi dakika sürüyor ve siz daha ne oldu şimdi diyemeden yeni bir boğa arenaya salınıyor. Yedide başlayan dövüşler saat dokuz gibi son buluyor. Benim en rahatsız olduğum konu ise, boğa kesinlikle inanılmaz sinirli ve durmadan sağa sola saldıran bir hayvan değil, onu orada bıraksanız sanki ömür boyu orada yaşar ve kimseye zarar vermez gibi duruyor, ama insanlar onu yaralayıp, kendilerine saldırmasını sağlıyorlar ve benim izlediğim dövüşte boğa bir matadoru yerden yere attı ama hemen yardımcıları gelip boğanın dikkatini dağıttılar. Yani adil bir dövüş bile değil, bu yüzden bence bu bir dövüş de değil. Sadece bir hayvanın yıllardır yapıldığı için, şovla birlikte öldürülmesi. Öldürülen boğaların etlerini ne yapıyorlar derseniz, bazılarını durumu olmayanlara dağıtılıyormuş, bazılarını da çok yüksek fiyatlara satıyorlarmış. Boğa eti, aynı zamanda cesareti de temsil ettiği için, fiyatlarının yüksek olması normal diye düşünüyorum.
Ayrıca not olarak; festival dışında boğa güreşi izlemek isterseniz, sadece Pazar günleri yine aynı saatte ve aynı yerde Plaza de Toros de Las Ventas'da izleyebilirsiniz. Metroyla ulaşmak isterseniz, yeşil ve kırmızı hatlara binip, Ventas durağında indiğinizde direkt arenanın önüne gelmiş oluyorsunuz.
Boğa güreşlerinin dışında Retiro Park'ta yapılan havai fişek gösterileri gerçekten harikaydı. Klasik müzikleri eşliğinde ve ritimlerine uygun olarak atılan havai fişekleri kaçırmayın derim. Eğer müzikalleri seviyorsanız, festival boyunca Plaza Mayor'da kurulan sahnede her gün ayrı bir konser ya da müzikal, halka ücretsiz olarak sunuluyor. Festival biterken, Madrid'e biraz daha bağlanıyorsunuz. Buraya yılın herhangi bir günü, herhangi bir zamanda da gelebilir ve Madrid'i yine çok sevebilirsiniz ama festival zamanında insanların coşkusuna tanık olup, Madrid'i gerçek bir Madridli gibi yaşabilirsiniz.